Christopher Nolan Kimdir?
Asıl adı Christopher Edward Nolan olan İngiliz film yönetmeni, senarist, yapımcı, görüntü yönetmeni ve editördür. Christina Nolan ve Brendan James Nolan’ın çocuğu olan Christopher Nolan 30 Temmuz 1970 de Londra’da doğmuştur.
Çocukluğu Chigaco ve Londra arasında geçmiş; babası İngiliz annesi ise Amerikalı olduğu için hem Amerikan hem de İngiliz vatandaşlığına sahiptir. İlk filmi The Following (Takip)’den bir yıl önce yani 1997 de Emma Thomas ile evlenenmiştir ve çiftin üçü erkek ve biri kız olmak üzere dört çocuğu vardır. Bunlar Magnus Nolan, Oliver Nolan, Flora Nolan ve Rory Nolan’dır. Yönetmenimizin eşi, Nolan’ın çektiği hemen her filme yapımcı olup Nolan’ın direkt yönetmeni olmadığı ama yapımcı veya görüntü yönetmeni olarak çalıştığı filmlere de yapımcı olmuştur.
Yönetmen koltuğuna oturduğu filmler:
- 1998-The Following (Takip)
- 2000-Memento (Akıl Defteri)
- 2002-Insomnia (Uykusuz)
- 2005-Batman Begins (Batman Başlıyor)
- 2006-The Prestige (Prestij)
- 2008-The Dark Knight (Kara Şövalye)
- 2010-Inception (Başlangıç)
- 2012-The Dark Knight Rises (Kara Şövalye Yükseliyor)
- 2014-Interstellar (Yıldızlararası)
- 2017-Dunkirk
Yapımcı olduğu filmler:
- 2008-The Dark Knight (Kara Şövalye)
- 2010-Inception (Başlangıç)
- 2012-The Dark Knight Rises (Kara Şövalye Yükseliyor)
- 2012-Man of Steel (Çelik Adam)
- 2014-Transcendence (Evrim)
- 2014-Interstellar (Yıldızlararası)
- 2015-Batman v Superman: Dawn of Justice (Batman ve Superman: Adaletin Şafağı)
- 2017-Dunkirk
Senaristliğini yaptığı filmler:
- 1998-The Following (Takip)
- 2000-Memento (Akıl Defteri)
- 2006-The Prestige (Prestij)
- 2008-The Dark Knight (Kara Şövalye)
- 2010-Inception (Başlangıç)
- 2012-The Dark Knight Rises (Kara Şövalye Yükseliyor)
- 2014-Interstellar (Yıldızlararası)
- 2017-Dunkirk
Doğrusal olmayan kurgusu ve etkileyici film müzikleri ile Nolan Sineması
Yönetmen Christopher Nolan filmlerini kendine has tarzı ile çeker ve zamanla oynamasını da gayet iyi bilir. Zamanla oynamasından kastımız filmdeki olayları kronolojik olarak izletmemesidir. Kronolojik olarak izlemediğimiz olaylar filmi izlemeyi zorlaştırsa da bu, izleyiciyi filme bağlıyor. Nolan’ın filmlerini izlerken kronolojik sonu filmin ortasında, filmin başını ise en sonda görmeniz oldukça olağandır. İzleme zevkini zirveye çıkaran bu durum teoride saçmadır ama tek bir Nolan filmi izlemeniz bile bize hak vermenize yetecektir.
Kronolojik sırayla oynayan bir başka yönetmen de Quentin Tarantino’dur. Filmlerinde olayları adlandırmayı sever. İkisi de kronolojiyi bozsa da elbette farklılıkları vardır. Tarantino’nun filmlerinde çözülmesi gereken olaya komedi bulaştığı için sorun hallolsa da olur hallolmasa da olur edası vardır. En azından biz öyle düşünüyoruz ve işin içine komedi bulaşması merak unsurunu azaltır. Nolan da bunun farkında olacak ki filmlerinde komediden ziyade merak unsurunu kullanır. Bu yüzden filmde insanı hafif geren bir gizem havası hakimdir. Gözünüzü ekrandan tek bir saniye dahi ayırmak istemezsiniz. Buysa yönetmenimizin gizem ve merak unsurunu öyle güzel harmanlamasından tutun filmdeki müzik kullanımı gibi birçok unsura dayanıyor.
Olayları çok doğru zamanda göstermesi de cabası, öyle ki siz filmin sonunu deli gibi merak ederken Nolan size zaten filmin sonunu çoktan izletmiş oluyor. Buna örnek olarak Inception filminin Cobb ve Saito’nun buluşmasıyla başladığını söyleyebiliriz. Saito ile o buluşmasını filmin sonuna doğru tekrardan görüyoruz. İlk seferinde konuşmanın tamamını değil bir kısmını izleyebiliyoruz sonrasında ise tamamını, bu şekilde filmin sonunu gördüğünüz halde tüm film boyunca hala merak halinde kalabiliyorsunuz.
Filmlerdeki etkileyicilik sinematografi, senaryo, oyuncular ile oldukça ilgilidir. Tabi bunların arasında bir de ses ve müziğin doğru kullanımı da var. Eğer oyuncular ve yönetmen işini düzgün yapıyorsa ve senaryo da iyiyse çekilen sahneleri etkileyici kılmak kolaylaşır. Çekilen sahneyi daha da etkileyici kılmaksa müzikte yatar. Müziği doğru kullanarak seyirciyi korkudan titretmek de hüngür hüngür ağlatmak da mümkündür. Nolan saydığımız her şeyi doğru yapıyor. Bir yönetmen olarak en iyilerden biri, çalıştığı oyunculara bakın Leonardo DiCaprio, Christian Bale, Michael Caine, Hugh Jackman ve bunlar gibi sektörün en iyileri. Müzik içinse yine sektörünün en iyilerinden Hans Zimmer. Senaryo hakkında fazla bilgi sahibi olmadan filme tam oturan şarkılar yapmak hiç de kolay değildir. Mesela Interstellar (Yıldızlararası) filminin soundtracki için Nolan kendine bir çocuk ve babasını çağrıştıran bir müzik yapmasını söylemiş. O da sanki senaryoyu baştan sona ezberlemişcesine filme
uygun bir soundtrack yapmış.
Kendiyle uzun yıllardır çalışan yönetmen son filminde müzik işini bu sefer Hans Zimmer yerine Ludwig Göransson’a vermek zorunda kalıyor ki Ludwig Göransson da gayet yetenekli ve ödüllü bir bestecidir. Bu filmde Zimmer yerine Ludwig Göransson olmasının sebebi usta yönetmenler Denis Villeneuve ve Christopher Nolan’ın yeni projeleri Dune ve Tenet yoldayken iki filmin de müziklerinin Hans Zimmer tarafından yapılmasının istenmesiydi. Ancak kazanan film Dune oldu. Dune’un müziklerini yapması için Zimmer’a talep gelmesi üzerine besteci direkt olarak Dune’u seçtiğini The Playlist ile yaptığı röportajda şu şekilde belirtti:
“Dune ergenlik yıllarımdaki favori kitaplarımdan biriydi. Tabii ki Denis’i ve kurgucusu Joe Walker’ı seviyorum. Birlikte 12 Years A Slave ve Widows’u yaptık. Birlikte çalışmaya 1988 yılında BBC için başlamıştık. Aile olarak çalışmak çok güzel. Dune’u yapmak zorundaydım. Nolan bunu yapmak zorunda olduğumu anlar. Onun durumu da iyi olacaktır. Ludwig benim arkadaşım. Arkadaşlık kısmını geçersek, o gerçekten işinde iyi”
Göransson yakın zamanda Venom: Zehirli Öfke ve Black Panther gibi filmlerin de bestelerini yapmıştır.
Nolan teknolojiye pek ilgi duymamakla birlikte sevmediğini de dile getirmiştir. Bir e-posta adresi olmaması, senaryoyu yazmak için babasının emektar daktilosunu kullanması bunu doğruluyor. Filmin çekimlerine başlamadan birkaç hafta önce daktilosunun başına oturur ve senaryoyu daktiloyla yazarak temize çekermiş. Film galaları olsun, normal hayatı olsun Christopher Nolan hep şık giyinen bir insandır. Ve diğer yönetmenlerin aksine film çekimleri sırasında her gün üniforma benzeri ama şık olan kıyafetler giyermiş. Mesela The Dark Knight filminin çekimleri sırasında takım elbise benzeri kıyafetler ve karısının seçtiği fularları takarmış.
Hemen her yönetmenin oyuncuyu zorlayacak ya da canını sıkacak ilginç özellikleri vardır. Stanley Kubrick ve David Fincher aynı sahneyi defalarca çekmek isteyebiliyorlar çünkü diğer insanlara kıyasla fazla mükemmelliyetçiler. The Shining filmindeki kapı kırma sahnesi 3 gün sürmüş. Fight Club filmindeki Edward Norton’ın kendi kendini merdivenlerden attığı sahnenin çekimi saatler sürmüş ve Fincher ilk çekimi kullanmış. Nolan da buna benzer bir durum yaşamış. Memento filminde bir repliği kendisi söylemiştir. Aktör tam olarak kendinden istendiği şekilde söylüyormuş repliği ama Nolan istediğim gibi olmuyor demiş ve repliği kendisi söylemiştir. Aktörle sesleri benzediği için de pek bir sıkıntı olmamıştır.
Bu sene vizyona girmesi beklenen TENET filmi 17 Temmuz’da sinema salonlarında olacaktı ama maalesef film belirsiz bir tarihe ertelendi. Umarız filmi sinemada izleme şansını elde edebiliriz çünkü Nolan’ın deyimiyle kendisinin yaptığı en iyi film. Filmin başrol oyuncularından Robert Pattinson da filmden övgüyle bahsedip birkaç film uzunluğunda olduğunu söylemiştir. Böylesi bir filmi Nolan’ın en iyi filmi kılan her ne ise onu sinemada görmek isteriz.
Tenet filminin fragmanı:
Bu yazımızda Hollywood’un en iyi yönetmenlerinden biri olan Christopher Nolan Sineması’nı ele aldık. Umarız yazımızı beğenmişsinizdir. https://seyrederiz.com/ ‘u takipte kalın.
