Game of Thrones‘un finalinin üzerinden yaklaşık bir sene geçti ama yeri geldiğinde hâlâ konuşur, özellikle son sezonunu eleştirir, karakterler üzerine analiz yaparız. Sansa Stark, önce sinirlerimizi ilmek ilmek bozmuş sonrasında ise dizinin en etkileyici isimlerinden olmuştur. Gelin, onun üzerine kısa bir incelemede bulunalım.
Sansa Stark, Kuzey’in Azam Lordu Eddard Stark ve eşi Catelyn Stark‘ın ikinci çocuğudur. İlk zamanlarda klasik bir leydiden beklendiği gibi nakış işler, dikişle uğraşır ve beyaz atlı prensini bekler. Joffrey onun hayallerindeki prens olacağını düşünürken bölümler ilerledikçe onun kâbusu haline gelmiştir. Kral topraklarında yüzü doğru düzgün gülmemiştir, özellikle de babasının infazından sonra.
Kral topraklarında esir olmasının Sansa’ya en büyük yararı taht oyunlarını yerinde öğrenmesi olmuştu. Cersei, Littlefinger, Margaery Tyrell gibi karakterlerle uzun vakit geçirmesi onu iyi oyunculardan biri haline getirmişti. En büyük zararı ise ailesinden bihaber, türlü psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmasıydı.
Battle of the Bastards sırasında yaptığı hamle izleyenleri kendine en çok hayran bıraktığı sahne olmuştur. Adeta çektiği tüm acıların ardından hırsını, intikamı bakışlarında görmüşüzdür bu bölümde. Biz izleyicileri sinirden çatlatan Ramsay’den aldığı intikam ise hepimize bir oh çektirmedi mi?
Dizide bana kalırsa izlediğimiz en iyi karakter gelişimlerine sahipti Sansa. O berbat son sezonda ve finalde mutlu olmamı sağlayan tek şey de Sansa’nın kuzey bağımsızlığını kazanıp, kraliçe olmasıydı. Eminiz ki Winterfell’in hak ettiği kraliçe tahtında oturuyor. Son olarak Sansa Stark‘ı en iyi özetleyen repliğini de ekleyelim:
