American Horror Story hakkında anlatılacak o kadar şey var ki… Yazıyı nasıl kısa tutabilirim diye düşünüyorum açıkçası. Öncelikle size genel olarak diziden bahsedeceğim.
Her sezonunda ayrı bir konu işleyen dizi bizi her sene yeni oyuncu kadrolarıyla ve yeni evrenlerle tanıştırdı. Kısaca sezonları tanıtmak gerekirse:
- İlk sezon: Murder House. Lanetli bir eve taşınan ailenin o evin hayaletleriyle yaşadıkları olayları konu alıyor.
- İkinci sezon: Coven. Bir “cadılar meclisi”nde yaşayan cadıların yaşadığı çeşitli olayları konu alıyor.
- Üçüncü sezon: Asylum. 1964 yılında bir akıl hastanesinde yaşanan korkunç olayları konu alıyor.
- Dördüncü sezon: Freak Show. Doğuştan engelli “ucube” insaların bir sirkte gösteri sergilemesini ve katil bir palyaçoyu konu alınıyor.
- Beşinci sezon: Hotel. Bir otelde yaşanan tuhaf olaylar konu alınıyor.
- Altıncı sezon: Roanoke. Lanetli bir kasabada geçen esrarengiz olaylar konu alınıyor.
- Yedinci sezon: Cult. Palyaçolarla dolu bir tarikat konu alınıyor.
- Sekizinci sezon: Apocalypse. Deccal’i ve kıyameti konu alınıyor. Bu sezon Murder House ve Coven sezonlarının bir “crossover”ı.
- Dokuzuncu sezon: 1984. 1984 yılında bir yaz kampında gerçekleşen katliam konu alınıyor.
İlk sezonu 2011’de FX’de yayınlanan dizi hala aynı kanalda devam ediyor. En son yayınlanan sezonu “1984” Eylül ayında başlayıp Kasım ayında final yaptı. Şu anlık 9 sezondan oluşan (ve 10. sezon onayını da almış olan) dizinin her sezonu 10-13 bölümden oluşuyor.
Dizinin yaratıcısı, yapımcısı ve senaristi Ryan Murphy dokuz sezondur tüm hayranları resmen doyuruyor. İlk üç sezondaki (Murder House, Coven, Asylum) güzelliği yakalayamasa da hala güzel senaryoları, sizi şoka uğratan ters köşeleri ve ikonik karakterleri ile sizi ekrana kilitlemeyi başarıyor.
İlk dört sezonun kemik kadrosu Jessica Lange, Evan Peters, Sarah Paulson, Taissa Farmiga, Lily Rabe, Kathy Bates, Denis O’Hare ve Frances Conroy oyunculukta harika bir iş sergilediler. Beşinci sezon Hotel’de yeni oyuncuların gelmesiyle en sevilen oyunculardan biri olan Jessica Lange’in ayrılması ve diğer oyuncuların da dizide çok gözükmemesiyle birlikte dizi tepetaklak yuvarlandı…
Acaba ben mi böyle düşünüyorum bilmiyorum ama adına bakıldığında dizi korku dizisi gibi gözükse de bence hiç de korkunç bir dizi değil. Dizinin introları ve teaserları bölümlerden çok daha korkunç bence. Her ne kadar sezonların konusu genel korkunç olsa da bölümlerde sizi çok korkutacak sahneler yok. Ama eğer “Ben korku için burdayım abicim” diyorsanız sizi altıncı sezon Roanoke’a davet ediyorum çünkü gerçekten en korkunç sezon o. “Yok ben her şeyden korkarım” diyorsanız da sizi Coven’a yönlendiriyorum çünkü o sezonda sizi “trigger”layacak birkaç sahne olsa da korkulacak hiçbir şey yok.
Ben diziyi 2015 yılında Lady Gaga’nın beşinci sezon Hotel’e dahil olmasıyla izlemeye başlamıştım. Aynen öyle, diziye beşinci sezondan başladım. AHS’nin en sevdiğim yanlarından biri de bu. İstediğiniz sezondan izlemeye başlayabilir, hatta istemediğinizi izlemeyebilirsiniz.
Teorilerle ilgilenen dizi severler de AHS’yi çok sevecektir çünkü dizi çıkmadan itibaren bile teoriler üretilmeye başlanıyor. Geçmiş sezonlarla bağlantı kurulan teoriler, oyuncuların giydikleri kıyafetlere bakılarak kurulan teoriler… Dizi başladıktan sonra da bu teorilerin sonu gelmiyor zaten. Bizi şaşırtmayı seven Ryan Murphy ters köşeleri kullanmakta hiç çekinmiyor. Bu nedenle her bölüm sonrası onlarca yeni teori ortaya çıkıyor.
“Yok, ne korku seviyorum ne de teorilerle ilgileniyorum” diyorsanız Murder House’taki romantik aşıklar Violet ve Tate, Coven’ın “bad bitch”leri Fiona ve Madison ve Asylum’dan Lana Banana gibi zamanında Tumblr’da az ekmeği yenmemiş karakterlere aşık olacaksınız.
AHS’nin tüm sezonları izlemeseniz bile ilk üç sezonu izlemelisiniz diye düşünüyorum. Sezonların konuları, oyuncuları, karakterleri, işleyişi… her şeyi tek kelimeyle harika. İzlediğinize pişman olmayacaksınız.