1994 yılı sinema açısından çok önemli bir yıldı. Aynı yıl içinde Forrest Gump, Leon The Professional gibi çok popüler filmler de vizyona girmişti. Yılın Oscar’ına Schindler’in Listesi layık görülmüştü fakat yıllardır Esaretin Bedeli IMDb’de 9.3 puanla zirvede. Gelin bunun sebebini birlikte inceleyelim.
Başrollerinde Tim Robbins ve Morgan Freeman‘ın bulunduğu filmde bir hapishane öyküsü anlatılıyor. Andy, karısını öldürdüğü gerekçesiyle hapse giriyor. Hapishane müdürünün parasını araklaması sayesinde gardiyanlar tarafından korunmaya başlanıyor. Ayrıyeten de Red’le iyi bir arkadaşlık kuruyor.
Film bize iyi bir arkadaşlığı, o dönemde yaşanan zorlukları, hapishane ortamında yapılan haksızlıkları ve de bir hapishaneden kaçış hikayesini birlikte sunuyor. Yani konu çeşitliliği açısından zengin bir film. Bu yüzden belki de çoğu kişinin favori filmleri arasında yerini almıştır. Bir kesim tarafından da IMDb’de birinci olmayı hak edecek kadar iyi olmadığı söyleniyor. Hatta filmin yönetmeni de geçtiğimiz yıllarda şu sözleri sarf etmişti: “Bu durum benim için gerçeküstü. Bu listeye baktığımda tabii ki Baba (The Godfather) ve Yurttaş Kane (Citizen Kane) gibi filmleri görüyorum ve Esaretin Bedeli gerçekten bunlardan iyi mi diye düşünmeden edemiyorum. Buna inanmak biraz güç ancak bu oylamaya karar veren sinema izleyicileri. Bu tatmin edici.”
Bazı sinemaseverlerin dediklerine göre hâlâ ilk sırada olmasının sebebi ise şu: Esaretin Bedeli’nden önce ilk sırada The Godfather bulunuyordu fakat 2008 yılında Christopher Nolan’ın yönettiği The Dark Knight filmi çıktıktan sonra DC hayranları, The Dark Knight’ın birinci sıraya yükselmesi için The Godfather’a 1, The Darknight’a ise 10 puan verdiler. Bu sayede Esaretin Bedeli aradan sıyrıldı ve birincilik koltuğuna oturdu. Bana bu düşünce oldukça mantıklı gelmişti.
IMDb bana göre herkesin objektif bir şekilde oy kullandığı bir platform değil. Bu yüzden bir filmin iyi olup olmadığını tartışmak için sadece IMDb puanını göz önünde bulundurmanızı tavsiye etmem. Peki sizce Esaretin Bedeli birinci olmayı hak ediyor mu?