Koronavirüs pandemisi boyunca hepimiz birçok dizi ve film izledik hala da izliyoruz. Sizin için bu zamana kadar çok sevilen romantik filmlerden 10 tanesini derledik.
A Walk to Remember (Uzaktaki Anılar)
Landon Carter yaşadığı bölgede oldukça popülerdir. Ailesinin de sebebiyle popüler olan Landon bir gün içinde bulunduğu grubun başının belaya girmesiyle bir ceza alır ama aldığı ceza onun için bir ödüle dönüşür. Okulda sahnelenecek olan tiyatro oyununda görev alması sayesinde orada karşılaşacağı sessiz ve çekingen bir kız olan Jamie’ye aşık olması çiftin romantik bir süreç yaşamasına sebep olur.
The Fault In Our Star (Aynı Yıldızın Altında)
Shailene Woodley ve Ansel Elgort‘un başrollerinde bulunduğu film iki genç kanser hastasının ilişkisini konu ediniyor. Aynı adlı kitabından uyarlanan filmde; tiroid kanseriyle mücadele eden Hazel Grace Lancaster ve kemik kanserinden bir ayağını kaybetmiş Augustus Waters, Hazel’ın annesinin zoruyla gittiği bir kanser destek grubunda tanışır. Metaforlarla başlayan ilişkileri izleyici tarafından oldukça beğenilmiş ve 7,7 IMDb puanı almıştır.
The Notebook (Not Defteri)
Yine aynı adlı romandan uyarlanılarak çekilen filmde Ryan Gosling ve Rachel McAdams, 1940’ların başlarında yaşayan, birbirine çok aşık bir çifti canlandırıyor. Filmde bir bakım evinde yaşayan ve çevresindekiler tarafından “Duke” olarak çağrılan yaşlı bir adam alzheimer hastası eşine sayfaları sararmış not defterinden bir aşk hikayesi okur, okuduğu hikaye ise kendi hikayeleridir.
Me Before You (Senden Önce Ben)
Emilia Clarke, Sam Claflin‘in başrollerinde bulunduğu 2016 yapımı film Jojo Moyes’un 2012 yılında yayımlanan kitabından esinlenilerek çekilmiştir. Louisa, tekerlekli sandalyeye mahkum yarı felçli William’ın bakıcılığını yaparken aralarındaki ilişki romantik bir boyut kazanır.
One Day (Bir Gün)
2011 yılında yayımlanan film, Emma ve Dexter adındaki sosyal yapıdan birbirinden tamamen farklı iki kişinin hikayesini konu ediniyor. Emma işçi sınıfı bir ailede yetişmiş, hayata dair devrimci ruhu olan bir genç kızdır. Dexter ise baba parası ile okuyan, çapkın ve eğlenceden başka bir şeyi umursamayan biridir. İkilinin yolları üniversiteden mezun oldukları gün kesişecek ve 15 Temmuz tarihi uzun yıllar sürecek bir arkadaşlığın başladığı gün olacaktır. Onların hayatları bazen beraber bazen uzak diyarlarda akıp giderken, her yıl 15 Temmuz’da
aralarındaki ilişkinin seyrine de tanık oluruz. Mutlulukları, hüzünleri, umutlarıyla geçen 20 yılın ardından tanıştıkları mezuniyet gününün gerçek anlamını da anlayacaklardır.
Dear John (Sevgili John)
2006’nın çok çatan romanlarından biri olan aynı adlı eserden uyarlanılmış film 2006 yılında seyirciye sunuldu. Sıkıntılı bir çocukluk geçirmiş olan John Tyree evden ayrılmak için orduya yazılır. Gitmeden önce hayır kurumlarında çalışan Savannah isimli bir üniversite öğrencisi ile tanışır. John genç kızın kalbini kazanmayı başarır ancak 11 Eylül’den sonra John orduya çağırılır ve böylelikle ayrı kalan çift, artık mektuplarla iletişim kurmaya başlarlar.
Love, Rosie (Sevgiler, Rosie)
Aynı adlı romanından uyarlanılarak çekilen filmin başrollerinde Lily Collins ve Sam Claflin bulunmakta. Beş yaşınden beri birbirlerinin en yakın arkadaşı olan Alex ve Rosie’nin arasında daha önce hiç romantik bir şey geçmemiştir ama ne zaman olay sevgili seçimlerine gelse, birbirlerinin en büyük düşmanı olmuşlardır. Her ikisinin de 18 yaşında yaptıkları seçimler hayatlarını farklı yönlere sürükler ancak aralarındaki bağ, kilometrelerce mesafeye, akıp giden zamana yenilmez. Bu arada hayal kırıklıklarıyla sonuçlanan ilişkiler, evlilikler, boşanmalar da cabası. Yeniden bir araya geldiklerinde ise aralarındai ilişkinin romantik bir hal alıp almadığını da izleyerek öğreneceğiz.
Eternal Sunshine of the Spotless Mind (Sil Baştan)
Oscar ödüllü 2004 yapımı filmin başrollerinde Jim Carrey ve Kate Winslet yer almaktadır. Birbirlerinden çok farklı yapıda insanlar olan Clementine Kruczynski ve Joel Barish bir kumsalda tanışırlar. Joel daha içine dönük biriyken Clementine ise dışa dönük ve içgüdüleriyle hareket eden biridir. Film boyunca Clementine’in saç renginin sürekli değişimi; ilişkideki süreyi ve duyguyu gösterir, bu da izleyicilerin sevdiği bir ayrıntıdır.
500 Days Of Summer (Aşkın 500 günü)
Film ilk gösterimini 2009 Sundance Film Festivali’nde yapmıştır. Festivalde seyirciler tarafından ayakta alkışlanmış ve de hit olmuştur. Başrollerinde Joseph Gordon-Levitt ve Zooey Deschanel‘in bulunduğu film doğrusal olmayan bir kurguya sahiptir; Tom ve Summer’ın 500 gün süren ilişkilerinden kesitleri atlayarak gösterir.
10 gençlik filmi önerdiğimiz başka bir yazımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
