Müzikal filmler, çoğunlukla popüler olmuş gruplardan kâr etmek isteyen yapımcıların, üzerlerine fazla düşünmeden ve popüler şarkılardan bol bol yararlanarak ortaya hiçbir mesaj verme güdüsü taşımadan çıkardığı saçma filmler olarak bilinir. Ancak bu sıralaması olmayan listemizde bu tabuyu belki de sonsuza kadar yıkacak filmler yer alıyor. Peki nelermiş bu şaheserler? Hadi o filmlere göz atalım…
5- Pink Floyd: The Wall
Dünyaca ünlü Pink Floyd grubunun, yine dünyaca ünlü hitleri içeren oldukça protest albümü “The Wall”un ismini taşıyan bir filmden kötü olması beklenemezdi zaten. Bu grubun şarkılarını dinlemediyseniz hiç durmayın derim. Sizi sarar, sarmalar, gerçek hayata hazırlar. Oturur derdinizi dinler, bazen oturduğunuz yerden kaldırıp dans etmenizi ister. Ya da her şeye rağmen ayakta durmanızı…
Filme gelecek olursak, eleştirmenler ve sinemaseverlerden tam not alan filmin konusu şöyledir:
Pink Floyd: The Wall Konusu
Pink, babasını II.Dünya savaşında kaybeder ve duvara ilk tuğlalar koyulur. Sonraki aşama ise okuldur. Buradan anlayacağınız üzere meşhur albümün bir canlandırması sayılabilir bu film. Pek fazla diyalog yoktur çünkü grup zaten söyleyecekleri her şeyi şarkılarında söylemiştir. Filmde Pink Floyd’un The Wall albümündeki tüm şarkılar -Hey You ve The Show Must Go On hariç- vardır. Giderek yalnızlaşan Pink’in kendini tüketime verişiyle beraber hayatının ve ilişkilerinin giderek daha da beter hâle geldiğini görürüz. Pink’in yardım çığlıklarını dinleriz. Durumu iyice umutsuz hâle gelen Pink, dünyadan kopmuş konserlere devam edemeyecek hale gelmiştir. Pink, duvarların arkasına sığınır ve orada memnun gibidir. Sonlara doğru yargılama, Pink’in kendisiyle hesaplaşmasını konu eder. Sonuç olarak duvarlar yıkılır ve tüm karanlığına rağmen albüm aydınlık bir sonla biter.
4- Bohemian Rhapsody
Dünyayı kasıp kavuran rock grubu Queen’in hikayesini, 4 oktavlık kocaman sese ve renkli bir kişiliğe sahip Freddie Mercury üzerinden anlatan 2018 yapımı bu yeni sayılabilecek film, muhtemelen en akıcı müzikal film olabilir. Filmi izlemeden önce soundtrack’inde yer alan şarkıları dinlerseniz, izlerken o şarkıların yapılış aşamalarını izler ve çok daha fazla keyif alabilirsiniz. Grubun birbirinden farklı üyeleri -Brian May, Roger Taylor, John Deacon, Freddie Mercury- ve yine birbirinden farklı şarkıları sizi alıp götürecektir. Rami Malek’in eşsiz “Mercury” performansının yanında, grup üyelerini canlandıran aktörler birebir o üyelere dönüşmüş diyebiliriz. Özellikle de Gwilym Lee’nin Brian May’e olan benzerliğini filmi izlerken hayretler içinde karşılamıştım.
Bohemian Rhapsody Konusu
Filmde, Mercury’nin Zanzibar’da yaşayan zerdüşt bir ailede doğup İngiltere çıkışlı Smile grubunu Queen’e dönüştürmesinden dünyanın %40’ının canlı izlediği “Live Aid” konserine kadar yaşadığı yolculuk anlatılmaktadır. Freddie Mercury’nin grupla ayrı düşmesine sebep olan Paul Prenter eşliğinde AIDS’e ve genç yaştaki ölümüne dek grupla çıkardığı eşsiz şarkılar, çıktıkları eşsiz sahneler, performanslar ve çok daha fazlası…
Grubun meşhur şarkısı We Are The Champions’ta da bahsedildiği gibi gerçekten de hiçbir şey onlara altın tepside sunulmamış. Dönemlerinin şartlarında rock ile operayı harmanlayan ve çeşit çeşit albümleri bulunan Queen, şahane işlenmiş. Yapımcıları arasında grubun elektro gitaristi Brian May’in ve bateristi Roger Taylor’ın da bulunması bizlere grubun başından geçen bilinmedik entrikaların kapısını ilk kez açıyor. Bu şaheseri kesinlikle ölmeden önce izlemelisiniz!
3- Walk the Line
John R. Cash’in ölmeden önce vasiyet ettiği üzere, bu şaheserin başrolü Joker’den tanıyabileceğiniz Joaquin Phoenix’dir. Filmde inanılmaz aurası, oyunculukları ve elbette John R. Cash’in harikulade müzikleri var.
Walk the Line Konusu
2- The Doors
Dürüst olayım, bu filmi izlemeden önce bu grubu çok dinlemiyordum. Yalnızca en hit şarkıları çıkmıştı karşıma ve onları da arada sırada dinlerdim. Ancak bu film beni oldukça fazla etkiledi. Ardından grubu daha çok araştırmaya ve şarkılarını daha dikkatli dinlemeye başladım. Sonradan görme bir dinleyici olsam da bu grubun şarkılarını dinliyor olmaktan memnunum. En popüler müzik filmi olduğunu söyleyemem ama kesinlikle daha da popüler olması gereken bir müzik filmi. Belki de taze izlediğim için böylesine büyük konuşuyorumdur. Ancak bu, filmin seyredilmesi gerektiği gerçeğini değiştirmez.
The Doors Konusu
Film, 1971 yılında Paris’te yüksek dozdan uyuşturucu alarak ölen efsanevi The Doors grubunun solisti ve beyni Jim Morrison’u odağına alıyor. Şarkılarını ilk kez Vietnam’da dinleyen ve grubun ateşli hayranı olan Oliver Stone’un yönettiği “The Doors”, 1960’ların asi rock şarkıcısı, bestecisi ve şairi Jim Morrison’ın inişli çıkışlı yaşamını konu alıyor. Bu uslanmaz düzen karşıtı adam, 60’lı yıllarda gerçekleşen ve Amerikan toplumunu sonsuza dek değiştirecek devrimin en önemlilerinden biriydi.
1- C.R.A.Z.Y
Listedeki diğer tüm filmlere nazaran bu film, gerçek bir müzik grubunun ya da müzisyenin hikâyesini anlatmıyor. Bazı eksikliklere rağmen film sinemanın sunması gereken her dalına tüm gücüyle tutunmuş. Bu liste, sıralaması olan bir liste değil. Bir numarada C.R.A.Z.Y.’nin olmasının sebebi uyarlama olmaması. Bu da oldukça özgün yazılmış bir film olduğu gerçeğini gün yüzüne çıkaran etkenlerden biri. Bu filmi izlerken hem eğlenebilir, hem de hayata ilişkin ipuçları kazanıp bunlardan dersler çıkarabilirsiniz
C.R.A.Z.Y. Konusu
C.R.A.Z.Y filmi, 60’lı yıllardan başlayarak orta sınıfa mensup Montreal’li bir aileden çıkan sıradışı bir baba-oğulun hikâyesini aktarıyor. Doğası gereği kendisinden beklenilenden farklı davranmak zorunda kalan erkek çocuğun yaşadığı çelişkilerin, kendi benliğini aramasının ve olgunlaşmasının anlatıldığı hikâye, Kanada’nın bir nevi “Babam ve Oğlum”u sayılabilir.
Kişisel tercihleri ve hayata bakış açıları çelişen bu iki insanı kopmaktan alıkoyan ise kardeşlerini yalnızlığa mahkum eden her biri birbirinden acayip özelliklere sahip dört erkek evlat ve oğlunun mistik güçlere sahip olduğuna inanan bir annedir. C.R.A.Z.Y., her şeye rağmen babasına büyük bir hayranlık duyan ve ona yaranabilmek için hayatını uzunca bir süre yalanlar üzerine koyan Zach’in doğasıyla girdiği amansız mücadelenin, onu çıldırmanın eşiğine getirmesi üzerine bir film.
Quebec’te başlayan ve Kudüs’e kadar uzanan fiziksel ve ruhsal bir yolculuğun, toplumsal baskının, insan doğasının, mücadelenin ve azmin anlatıldığı eşsiz bir baba-oğul hikayesi olan C.R.A.Z.Y, Michel Côté’nin unutulmaz performansı ile ölümsüzleşiyor. Sinemaseverlerin kulaklarının pasını alacak muhteşem parçalar (David Bowie, Pink Floyd, Rolling Stones vb.) ve dokunaklı bir final sahnesi içeriyor.
Yeni gelişmeler ve çok daha fazlası için takipte kalın!