Her fantastik yapımı beğenmesem de bazen kafamı dağıtmak için kurt adamlı, vampirli yapımlar izlemek geliyor içimden. İşte The Order dizisiyle de böyle tanıştım. 10 bölümlük olan tek sezonunu bir çırpıda bitirdikten sonra incelemesini yazmak için hemen buraya geldim. Hazırsanız başlayalım.
7 Mart’ta Netflix’te yayımlanmaya başlayan The Order’ın yaratıcılığını Shelley Eriksen ve Dennis Heaton üstlenmiş. Bünyesinde Jake Manley, Sarah Grey, Max Martini gibi oyuncuları barındıran dizinin, yönetmen koltuğuna Kristen Lehman, Leslie Hope, David Von gibi isimler oturuyor.
Gelelim The Order’ın konusuna; her şey, annesini kaybetmiş ve büyükbabasıyla yaşayan Jack Morton’ın hayallerinde ki üniversite olan Belgrave Üniversitesi’ne kabul edilmesi ile başlar. Üniversiteye seçildikten sonra sıra, büyükbabasıyla yıllardır üzerinde çalıştıkları planı uygulamaya gelmiştir. Okulda ki bazı öğrencilerin seçildiği gizli bir tarikat vardır. Adı Hermetic Order of the Blue Rose olan bu tarikat, Jack’in annesinin ölümüne sebep olmuştur.
Dedesiyle yaptıkları plan ise, Jack’in bu tarikata girmesini sağlayarak, tarikatta yapılan şeyleri ifşa etmesidir. Bu şekilde annesinin intikamını alacaklarını düşünürler. Tahmin ettiğiniz üzere Jack tarikata girer.
Ancak kabul aşamasında, hiçbir şey yolunda gitmez ve Jack tarikatın büyüyle biri ilişkisi olduğunu fark eder. Bu onu yeterince korkutmamış gibi bir de üstüne, kendini ,” Knights of the St. Christopher” denen ve büyü ile savaşan kurt adamların arasında bulur.
Dizinin içindeki oyuncuların çoğunu pek de herkesin bildiği kişiler değil ancak şunu söylemeliyiz ki, oyunculuklarının iyi olduğu bir gerçek. Tek sıkıntı, şu “yakışıklı oğlan, güzel kız” olayından bir kurtulsalar, Tadından yenmez!
İlk olarak dizide kurt adamların olduğunu biliyoruz. Seyirciye, kurt adamların efektlerini kötü yaptıkları için mi çok fazla göstermediler? Yoksa amaçları kurt adamları az göstermek miydi? Hiç bilmiyorum. Ama dizinin efektler konusunda sınıfta kaldığını söyleyebilirim.
Bize kalırsa tarikatlar arasında bulunan savaşlar seyirciye daha fazla aktarılmalıydı. Dizide bu olayı en fazla bir iki defa görebildik. The Order’ın bu konuda pekte yeterli bir yapım olduğunu söyleyemeyiz. Tarikatlar tamamen karanlık bir şekilde anlatılmaya çalışılmış. Ancak dizinin içerisinde bulunan entrikalar ve senaryo ögeleri sayesinde fantastik kategorisinde yer alan yapımları sevmeyenler bile 10 bölümü bir anda bitirebilir.
Üstelik dizinin hedef kitlesini tahmin etmek zor değil. The Chilling Adventures of Sabrina ya da Teen Wolf gibi yapımları izleyen gençleri kitle ediniyor The Order. Her saniyesi aksiyon dolu ve hiç beklemediğiniz, göz önünde bulundurmadığınız olayların meydana gelmesi beyninizi tepetaklak ediyor.
Son bölümde yaptıkları ucu inanılmaz açık olan sezon finaliyle, ikinci sezonunu merak ettiren dizi, ikinci sezon onayını almış. Spesifik tarih net olarak verilmese de 2020 yılında ikinci sezonun bizlerle olacağı söylentileri ortalarda dolanıyor.
Kafanızı dağıtmak ve birkaç saatliğine de olsa bulunduğunuz dünyadan uzaklaşmak isterseniz, The Order, sizler için güzel bir yapım olabilir.