John Carney, düşük bütçeli müzikal drama filmlerinde uzmanlaşmış bir İrlandalı yönetmen, yapımcı, senarist ve söz yazarıdır. “Hayallerinin peşinden git.” mesajlı müzik temalı filmlerinde, karakterlerden mutlaka birisini kendinizle özdeşleştireceksiniz. Şimdiye dek çekmiş olduğu Once, Begin Again ve Sing Street ile kendi tarzını oluşturduğunu ve üçünde de çok iyi iş çıkarttığını söyleyebilirim. Filmlerinde oldukça mütevazı kadro ve imkanlar ile harika işler çıkartmasını bilmiş ve bütçenin sinemada her şey olmadığını kanıtlamış adeta…
Müziğe ilgiliyseniz mutlaka izlemeniz gereken 3 müzikal film:
1. Once (Bir Zamanlar)
Once, yönetmenliğini ve senaristliğini John Carney’in üstlendiği müzikal romantik dram türündeki 2007 yapımı İrlanda filmi.
17 günde çekimleri tamamlanan ve bütçesi sadece 150.000 dolar yani hemen hemen 900.00 tl olan yapım mütevazılığını katıldığı ödül törenlerinde de sergileyerek gönülleri fethetmiştir.
Yönetmen ve müzisyen John Carney müzikal çekmek ister, ancak bilindik müzikal türünü ekrana adapte etmenin ve izleyici bulmasının zor olacağını düşünerek, farklı bir şeyler denemek için Once filminin senaryosunu hazırlamaya başlar. Yakın arkadaşı olan ve geçmişte sokak müzisyenliği yapmış olan Glen Hansard ile birlikte film üzerine çalışmaya başlayınca, filme Hansard’ın iş ortağı olan Marketa İrglova da katılır. Başrollerini zaten bu ikilinin paylaştığı film, aralarındaki dostluktan kaynaklanan sıcacık bir atmosfere bürünür. Öyle ki, senaryoda olmayan bazı sahneler doğaçlama olarak gelişince, yönetmen Carney bunları da filme ekler.
Filmde, hayata yeniden tutunmak o denli başarılı anlatılmış ki, el kamerası görüntüleriyle beraber sanki gerçek bir olaya dahil olduğunuz hissiyatını veriyor. Ülkemizde de özellikle büyükşehirlerde sıkça karşılaştığımız sokak sanatçılarının hayatını izliyormuş gibi hisse kapılmamızın sebebi, ekmeği paylaşma ya da yatacak yer bulamama durumunu dram gibi göstermek yerine hayatın normal bir anı olarak bizlere sunması. Dram, filmde karakterlerin beş kuruşsuz dolaşmalarından değil, yanlış zamanda doğru insanı bulmalarından kaynaklanıyor. Dram, “gitme, kal” diyemeyecek kadar acıyı zaten tatmış olmaktan ileri geliyor. Kayıplara dönüp bakıldığında yine de yaşanmışlıkları görebilme olgunluğunu kazanmaktan yani…
Müzikle yaşamın, aşkın ve sevdanın müthiş bileşkesi. Aşk, normalde olanın tam tersine birbirinden güzel şarkılara fon oluyor bu sefer. Aşkın başka boyutunun yaşandığı filmde yine normalin, sıradanın ve beklenenin tersine senaryosunun sadeliğinden mekan seçimlerine, salaş giysilerden mütevazi oyunculuklara kadar benzeri olmayan bir film.
Filmlerin değerlerinin bütçeleriyle değil, duygularınıza yaptığı dürtülerle ölçülmesi gerektiğini söyleyen en iyi filmdir kendileri. Şarkıları ayrı güzel, kendisi ayrı güzelken; hikâyesi bir o kadar acı, bir o kadar boğaz düğümleyici ki hiçbir şey boğazınızdaki o düğümü çözemiyor. Belki de zaten olan düğümünüzü hatırlatıyor bilmiyorum…
Kısacası sıcak bir mesaj içeren, müzikleri ile alıp götüren ve hayattaki üzüntüleri kelimelere dökemediğiniz zamanlar için gözyaşlarınızın yağmura karışmasına sebep olacak bu filmden her yaştan insanlar çıkarımlar yapabilir. Şunu garanti edebilirim: bu filmi izlerken karakterler mutlu olduğunda mutlu olacak, üzüldüğünde siz de onlar kadar üzüleceksiniz. Film sizi içine alacak ve bittikten sonra bir süre daha etkisinden çıkamayacaksınız.
2. Begin Again (Yeniden Başlamak)
Başrollerinde Keira Knightley, Mark Ruffalo, Catherine Keener, Hailee Steinfeld ve Adam Levine’in yer aldığı 2013 ABD yapımı dram, romantik, müzikal filmdir.
Yaşadığımız her yerde, yürüdüğümüz yolda ve yolculukta; müziğin bize bir şekilde eşlik etttiği bir gerçektir. İşte bu film de tıpkı öyle.
Büyük yıldızlar yer almasına rağmen film Once‘ta tadı damağımızda kalan doğallığı yakalamayı başarıyor. Yine farklı aşk hikayelerinde kalbi kırılmış iki karakterin yolculuğunu ele alıyor. Bir ayrılık ile baş etmeye çalışan şarkı sözü yazarı Gretta ile, hem aile hem de iş hayatında dibe vurmuş müzik yapımcısı Dan’i; ikisinin de müziğe olan aşkları bir araya getiriyor. Gerisi John Carney büyüsü. New York sokaklarında şehrin ruhunu da şarkılara katan kayıtlar yapmaya başlayan ikilinin arasında kelimeler ile tanımlanamayacak bir bağ oluşuyor. Carney kalıpların dışında bir müzik ve aşk hikâyesi izletirken; tüm yolu yine muhteşem şarkılar ile bezemiş, bu iki kırık kalpten bir New York masalı yaratmış.
Müzikleri ve doğallığıyla hayran bırakan bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.
3. Sing Street
Sing Street: John Carney tarafından yazılıp yönetilen 2016 yapımı müzikal, komedi-drama filmi. Filmin başrollerinde Lucy Boynton, Maria Doyle Kennedy ve Jack Reynor oynamaktadır. Hikâye, bir kızı etkilemek için bir grupta çalmaya başlayan bir oğlanın etrafında dönüyor. Konusuna bakıldığında gençlik filmi gibi gözüküyor. Zaten tam da bir gençlik filmi. Ama onu diğer tüm gençlik filmlerinden ayıran harika bir özelliği var: müzikleri.
1 saat 46 dakika süren bir zaman yolculuğu gibi. Kendinizi filme ait hissediyorsunuz çünkü her kahramanda kendinizden bir iz buluyorsunuz. Gerek çekildiği ortam, gerek kostümler olsun hiçbir yerde bulamayacağınız özgünlükte. Hayatın içinden hikâyesi, hayatın içinden kahramanları ve son derece akıcı olması yönüyle unutulmayacak bir film.
Çok sevdiğim bir film bu sebepten yazacaklarımın daha fazla olması gerekirmiş gibi geliyor fakat herhangi bir film olmadığı için onu herhangi bir filmmiş gibi anlatmayacağım. Yazının sonuna geliyorum çünkü benim yorumumu okumakla zaman kaybetmek yerine filmi izlemenizi istiyorum. Neden anlatmakta zorlandığımı anlayacaksınız.
Filmi izledikten sonra şarkılarını dinlemenizi de tavsiye ederim.
…
”Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.” -Mustafa Kemal Atatürk